28 Eylül 2014 Pazar

Craft Partimiz... ''Handmade Postcards''





                           
Ablamların alt katında Amerikalı komşuları var... Bethany ve Matt. İki de küçük kızları var.vOnların özel günlerde kartpostal gönderme gelenekleri devam ediyor... Ayrıca Bethany craft yapmayı seven, hobileri olan biri. Muhteşem Scrapbook ları var. Sınıf öğretmeniymiş aslında Türkiye'ye gelmeden önce. 
 Neyse... Geçen gün yine el yapımı kartpostal yapacaktı ve biz de katılmaya karar verdik. Ben, ablam ve Bethany birlikte yaptık. Daha doğrusu önce Bethany'i izledik ve onunkileri model alarak biz de yaptık. 
                                                                              
                              

Bethany'nin o kadar güzel ve çok malzemesi var ki... Desenli kartonlar, scrapbook kağıtları, stickerlar, mühürler, sharpie kalemler, makaslar...vs. Tabi hepsi Amerika'dan ve malesef Türkiye bu konuda çok geriden geliyor... 

                              

Bayıldığım mühürler... Mutlaka ben de almalıyım...:-)


 Hatta ''cricket makinesi'' bile vardı. Yazılışını doğru mu yazdım bilmiyorum ama bir çeşit yazı makinesi. Şekilli, doodle tarzı yazılar çıkarıyor...ve onları sticker gibi yapıştırıyorsun.. Aşağıdaki resimdeki gibi bişey. Bilgisayar yazıcısına benziyor...





Ve işte ben... Konsantre olmuşum kartpostal yapıyorum... 
Bethany bize geleceğiz diye kek, meyvelerve soslu patlamış mısır hazırlamış sağolsun. Ama o kadar çok kaptırdık ki kendimizi ablamla...o kadar hoşumuza gitti ki, şahsen ben kırtasiye ve handmade varsa yatıya bile giden bir insan olarak, o yiyeceklere dokunmaya bile vakit ayırmadık...:-)





Ben ilk olarak aşağıda da görüldüğü gibi mor renkli yaptım. Palyaço deseni ve minik stickerlarla süsledim. Bunu kendime yaptım:-) 


 Bu da kartpostalımın içi. Yazı yazılan kısmı:-)


 Bunu kimseye göndermeyeceğim. Bu geceden hatıra kalsın...


 Sonra bir de sarı, ralli temalı eşim için bir kart yaptım. Bir gün evde olmadığım zaman ona bu kartla güzel bir not bırakabilirim mesela. Aşkım formula-1 hastasıdır da...

Bir tane de kardeşim Meyra için yaptım. Konya'da okuyor. Pembe renkli ve Pandalı...en sevdiği şeylerden....ona göndereceğim.... Yılbaşı veya doğumgününde hediyenin yanına koyarım.

Bir tane de Bethany'nin büyük kızı olan Tita' ya yaptım. Çünkü bir süre o da bizim yanımızdaydı ve bizi izledi. Daha sonra uyku vakti geldiği için uyudu. Ben de ona da bir tane yeşil renkli ve güneş temalı bir kart yapıp Bethany'ye Tita'nın yastığının yanına koyması için verdim. Sabah uyandığında görsün ve mutlu olsun diye... Küçük kızı Anna biz geldiğimizde zaten uyuyordu ve çok küçük olduğu için anlamayacaktır zaten... 

İşte bu Tita! Bembeyaz ve sarışın..tam bir Amerikalı:-)  


İşte bunlar da kartpostallarımızın hepsi... çok güzel bir geceydi terapi gibi geldi... hiç kalkasımız gelmedi... En yakın zamanda tekrarlamak istiyoruz. Tavsiye ederim..:-)













21 Eylül 2014 Pazar

Okuma hallerim... #1

''HAYATINIZI BAŞKA BİR İNSANIN BEDENİNDE YAŞASAYDINIZ...''
                                                      ''Kayboluş''   ''Ken Grimwood''




Uzun zaman oldu bu kitaba başlayalı, yazın başında hatta Hazirandı, sonra bir süre elimden bırakmıştım başka kitaplarla karşılaşıp pabucunu dama atttım:) Şimdi ise Eylül ayında tekrar elime alıyorum. Bitirmek üzere...



''Ken Grimwood'' un ilk okuduğum kitabı bu. Daha doğrusu ilk başladığım.  Konusu ilgimi çekti, ama anlatımı hiç akmadı. Sürüklemedi beni. Belki kaldığım yerden sonrası daha bir heycanlandırır. Belki de asıl bomba sonlardadır. Bitirdiğimde eğer tatmin olursam  aynı yazarın ''Sil Baştan'' ını da okumak isterim. Malesef bu yaz benim için kitap okuma konusunda pek de verimli geçmedi. Ama bu sonbaharda telafi etmek istiyorum. 
  
Bu arada resimdeki çarpı işi, ilk defa denediğim kitap ayracım. Daha önceki postlarımda bahsetmiştim. Bitmiş halini ve diğer işlerimi burada paylaşacağım..




Kitap konusu: Epilepsi tedavisi gören bir genç kızın beynine yerleştirilen bir takım elektrotlar... Bu elektrotlar krizlerini kontrol altında tutsa da kendisini ona ait olmayan bir hayatın içinde bulması. Şimdiki ve önceki hayatı arasındaki geçişlerde bocalamalar... Kendisini daha mutlu hissettiği yeni bedenin ve hayatın ona hazırladığı korkunç oyun...

Bu ilgi çekici hikayeyi, hüsrana uğramadan, kelimeler arasında boğulmadan, zevkle okumak dileğiyle...

HOŞÇAKALIN...KİTAPLA KALIN... İYİ OKUMALAR...




17 Eylül 2014 Çarşamba

Minik İkea alışverişim ve yeni kanaviçe işlerim...

                                           

İkea evimize çok yakın olduğu için ara sıra gider ufak tefek şeyler alırım... Gezmek bile hoşuna gidiyor insanın... Bu ciciler de kardeşimle gittiğimizde alğım şeyler... 


Hepsi birlikte çok alakasız dursalar da işe yarar şeyler olduğu kesin. Kırtasiye reyonundan da bişeyler aldım bu sefer. 


Şu renk renk kağıt bardaklara bayıldım. Kullanmaya kıyılmaz ki bunlara:) Okul öncesi öğretmeni olunca tabi insan daha bir ilgi duyuyor böyle hayvan figürlü renkli resimli şeylere...


Bu ataçları da sevdim. Kitap ayracı olarak da kullanılabilir...  Defterlerden büyük ve pembe olanı kardeşime, küçük beyaz not defterini de kendime aldım. 
Henüz ne için kullanacağımı belirlemedim. Konuşma balonu 
 şeklindeki postitleri de günlüğümde (junk journalımda) kullanacağım...


Bunlar da mutfak için. Ortadakini kupa standı yapıcam sanırım. Yada tuvalet aynamın önüne ojelerimi vs. dizerim
 Metal kaşıklıktan zaten vardı ama biraz eskimişti. Değiştireyim dedim.



Bu kapanabilen fermuarlı saklama poşetlerinden çok sık kullanıyorum. Bu sefer de aldım. Kalan bisküvi çerez vb gibi şeyler için iyi oluyor. hava almadığı için kuruyup bozulmuyolar. Çok kullanışlılar.


Hem de paketin içinde iki boy var. Büyük boyuna ablamlara giderken yaptığım kekten bile koyup götürdüm. Bayağı bişey alıyor. Küçüğüne de en çok koyduğum şey kalan çerezler...


Şu aralar yeni bir örnekle çarpı işine devam...  Bu baykuş motifi oluyor. Yine Pinterest'ten bulduğum bir örnek. Çok elime alamadığım için yavaş gitti biraz.


 Aşağıdaki yuvarlak beyaz metal kutu da İkea'dan. Üç boyu var. Geçen yıl almıştım. Uzun zaman boş boş durdular bir kenarda. Şimdi kanaviçe iplerimi ve hobi malzemelerimi filan koyuyorum.  


Bu da kitap ayracı olarak yaptığım etamin üzerine çarpı işim. Bakalım nasıl olacak... Bu balıklı model de yine Pinterestten. Bittikleri gibi burada paylaşacağım. Bu arada Pinterst hesabıma beklerim. ''Şeyma Gül Aydın'' hesabım. 







 Bu arada geçen hafta aldığım kupa kapaklarını severek kullanıyorum. Hello Kitty ve Rilakkumalı şeyleri severim.. 



Bu da İnstagram'dan, daha önceki minik İkea alışverişim. Bu tepsiyi ve desenli peçeteyi anneme hediye ettim. Konuşma balonu stickerlarını da yine günlüğümde kullanıyorum... Bir junk journal yani günlük postu da hazırlayacağım mutlaka...






O zaman İkea'dan hoşçakalın diyeyim bu sefer...:-))






15 Eylül 2014 Pazartesi

Kardeşlerle İstanbul gezmeleri -volume2




Eşimin kardeşi gittikten hemen sonra benim kardeşim geldi... Kendisi Konya Selçuk üniversitesinde Harita Mühendisliğinde okuyor. Okulu açılmadan önce bizim yanımıza geldi. En büyüğümüz, yani ablamız da burda, İstanbul'da. Üç kız kardeşiz biz. Hep beraber olmak bizi çok mutlu ediyo...

Benim tatlı Minnie Mouse'um:-))
                                                
                     
 Kardeşim Meyra'nın İstanbul'da en çok sevdiği yerlerden biri Beşiktaş. Ne zamandır da yolumuz düşmemişti oraya. 

Beşiktaşa gideriken aldı da bir vapur selfiesiiiiiiii...(^_^)



Bu sefer gelmişken Beşiktaş çarşıdaki kartal heykellerinin önünde meşhur kartal pozunu da verelim dedik. Tabi işi biraz şakaya vurduk..


                           




Ben zaten takım tutmam, bi de okul öncesi öğretmeni olarak  kartal de değil balık ve tavşan pozu verip yeni bi akım başlattım, hadi bakalım:-))


Beşiktaştaki güzel dükkanlardan birinden bu kupa kapaklarından aldım. Hello Kitty tokalı ve Rilakkumalı...  



Tabii Beşiktaş'a gelip de Ortaköy'e geçmeden olmaz...






Evet kesinlikle bu sokakta hayat var...

                                  

                                   

                                   

 Ortaköy de kumpirsiz olmaz...
Biz genelde ortadaki 6 numaralı kumpirciden alıyoruz...





Ablamlar Kadıköy'de oturduğu için kardeşim veya annemler geldiğinde genelde Kadıköy'de oluyoruz... Zaten Meyra geldiğinde Sakıza (ablamın kedisi) doymak sürekli onunla olmak istiyor, çok özleniyor çoook!


Arkamda görünen, Kadıköy'deki Nezih kırtasiye en sevdiğim kırtasiyelerden...



Meyra gitmeden en son gün bizdeydi. İkea'ya gittik. İkea evimize çok yakın olduğu için sık sık gideriz. Bazen canım sıkılır küçük bir şeyi almayı bahane eder giderim. Toplu büyük alışveriş yaptığımız da oldu, ama ben tek başıma gittiğimde ufak tefek ıvır zıvırlarla dönüyorum..:) 

Bu sefer de kardeşimle öyle yaptık.. Onları da yarın paylaşıcam. Şimdilik bu kadar... 
HOŞÇAKALIN...(^_^)